Bir coğrafyada kan dökülüyorsa orda demek ki savaş vardır.

Ancak savaşın olması herkesin bilfiil bu savaşın içinde olduğunu göstermez. Hatta bu savaşa lojistik destek verenler de savaşın dışında görünmek için azami gayret gösterirler. Sivil ve medeni kurumların şemsiyesi altında her türlü subliminal mesajlarla düşmanı alt etmeye çalışırlar. Düşmanın savaşçılığından, kan dökmeye şehvetle sarılmasından bahsederler.

Ancak savaşın diğer ucunda her nasılsa bir başka tarafın daha olduğunu unutuyormuş gibi yaparlar. Diğer tarafın da elinde insanın canını alan makinelerin, silahların olduğunu, bunların da acımasızca kullanıldığını ve bu silahların da pek çok cana bile isteye veya bilmeden ve istemeden de mal olduğundan hiç ama hiç bahsetmezler.

İnsanları aptal yerine koyan söylenceler, havadan uçuşan face fotoğraflarla bir yalan gerçekmiş gibi yaratılır.

Yalan en çok insanın sahte kibrini okşar. Yalan ve iftira şeytanın döl yatağıdır. Şeytanlığın döl yatağıdır.

Her kelime ustası gerçekten bir erdem abidesi değildir. Söz avcıları gerçek bir erdem savaşçıları hiç değildir. Keşke hep öyle olsaydılar.

Ülkemizde sürmekte olan bu kanlı sahne için özellikle Avrupa’da ikamet eden yüzlerce insanın, tuzu kuru yaşamlarından bir kuruşluk masraf yapmadan nasıl da bu ülkenin gençlerini silahlı mücadelenin içine ittiklerini alenen okuma şansımız oldu.

Açıkçası kan istiyor bu göçmen kelekler…

Bu ülkeden gittikleri dönemlerin soğuk savaş esintilerini ruhlarında canlı tutanlar, örgütçü ve ideolojik kemikleşmişlini mutlaklaştırarak bu ülkenin can insanlarına, can nesline olduğu gibi geri yansıtmak istiyor. Karşılık görmeyince öfkelenip daha da ajite edici söylemlere sarılabiliyorlar.

Bu yazdıklarımı tek tek örneklendirip de yazabilirim. Ancak maksadım özel bir tartışma değil….

Nanik yaparak çekilen bu teknoloji harikası enformasyon bombardımanı en çok da insanın kibrini okşar.

Yalan söylemek çok ustalıkla olmadığı müddetçe etkisi fazla olmaz.

Açıkça yalanı ortaya çıkanların pişkinliği ile ilgili binlerce örnek var sosyal medyada…

Bu ülkede her türlü tartışma haktır ama hiçbir biçimde kanlı bir mücadelenin, kanlı mücadele araçlarının haklılaştırılması düşünülmemeli artık.

Bunu düşünenler öncelikle kendi çocuklarını bu ateşin içine atmalı ki dürüst olduklarını(Allah muhafaza) görme imkânımız olsun.

Bu milletin Türküyle, Kürdüyle garip gurebanın mazlum çocuklarını ideolojik sofrasına siyasi rant mezesi yapanların insan hakları konusunda söyleyecek sözünün itibarı olmaz.

Zaten kan dökmeyi meşrulaştıran o kadar uçuk sözler bu sözü söyleyenlerin ahlaki yozlaşmasını göstermekten başka bir şey ifade etmiyor benim için.

Tekrar ediyorum bu kanlı mücadeleyi kutsuyorsanız öncelikle sizin ve çocuklarınızın, torunlarınızın bu lüks arabalarından inip silahlı eylem fotolarını paylaşacaksınız ki sözlerinizin bir itibarı olsun.

İdeolojik tükenmişliğinizi, itibarsızlığınızı garip gurebanın mazlum çocuklarının canlı bedenleri üzerinde değerlendirmemelisiniz.

Türkiye Türk ve Kürt nüfusunun inanılmaz derecede harmanlandığı bir  coğrafya…

Her şeye, herkese nefretle bakanların, baktığı herkesi düşman görenlerin yapabileceği en hayırlı şey öncelikle bir psikiyatrikriste görünmesidir.

Bu kadar kin nefret tohumlarını dölleyen faşist ve ideolojik düşünce kaynaklarının akla ziyan propagandalarının bereket ki sosyal yaşamda ciddi bir karşılığı yok.

Sosyal yaşam asla kaybetmek istemeyeceği kadar değerli kazanımlarını dengeli bir şekilde koruyup geliştirerek gerçek barışın neşvünema bulacağı alanı canlı bir şekilde inşa ediyor.

Bu toplumsallığın verdiği ilahi bir armağan olsa gerek…

Savaş en berbat silahtır. Silah en berbat savaştır.

Biz bir arada yaşamayı ve yaşama azmini kutsuyoruz.

“Ama” demeden barışın ve adaletin tesisinin hayatiyetine iman ediyoruz.

Hele hele kontrol edilemeyen ve günümüzde kontrol edilmesi mümkün olmayan ilkel savaş yöntemleriyle barışın tesis edileceğine ihtimal vermiyoruz.

Suriye gerçeği karşımızda iken bunu önemsememek ancak ve ancak kötü niyetle temellendirilebilir.

“Ama” demeden hem de…

“Ama”lar çoğu zaman katil ruhlu bir kelimedir…

email: [email protected]

Twitter alemi için: @zekeriyamenak