28 Şubat sürecinde Üniversite öğrencisi idik. O günün hararetli tartışma konuları, "başörtüsü meselesi, milliyetçilik - yani Türkçülük ve Kürtçülük - demokrasi ve islam, adil ve tarafsız devlet, devlet-toplum ilişkisi, İslami bir toplum, farklılıklarla birarada uzlaşma içinde yaşamak vs. idi.

Bu konular her açıldığında Müslüman Türk arkadaşlar, "toplumun birleşip barış içinde yaşaması önündeki en büyük engel milliyetçiliktir" diyorlardı. Bize şunu derlerdi: Biz Türkçülük yapmanın yanlış olduğunu düşünüyoruz, aman ha siz Kürtçülük yapmayın. Yoksa toplumumuz darmadağın olur, ihtilaflar derinleşir, ortak bağ kalmaz, Allah rahmetini üzerimizden çeker, bu dünyayı da ahireti de kaybederiz. Hep birlikte Allah'ın ipine sarılalım. Gücümüz gitmesin. Zayıf düşeriz sonra...

Gel zaman git zaman.. Dün bunları bize söyleyenlerin büyük çoğunluğu bugün gözümüzün içine baka baka 'Türkçülük' yapıyor. Konjöktürün birer pragmatist rehinesi oldular. Ben bu davadan vazgeçtim arkadaş diyebilirler ama hiç utanmadan kavmiyetçiliklerini dini ve itikadi bir hakikat gibi savunmaya ve meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Asıl facia bu. Çok yazık.. Birkaç günlük dünya neticede..

Bunca bilgi, birikim, tecrübe, dinin dinamik mesajı, vizyonu, peygamberin tarihi örnekliği bir hakikat iken bunlar izzet ve şerefi ilkel çağlardan kalma totemlerde arıyor. 

İslam ve Aşırı Milliyetçilik / Irkçılık 

İslam'a göre ırkçı birine mümin değil müşrik denir. Bu durumda; Irkçı olmayan herkes, her millet her kavim kardeşimizdir. Irkçılık yapan bizim Anadan babadan doğma öz kan kardeşimiz bile olsa kardeş değildir. Bu, kesin net Allah'ın hükmüdür. Ben bir Müslüman olarak sadece Allah'a inanmak ve itaat etmekle yükümlüyüm. Allah'ın mesajı açık ve nettir. Hiçbir tartışma, yorum/tevil bu hükmü değiştirmez.

Bir insan aynı anda hem Müslüman hem ırkçı olamaz. Ya Müslümandır, ya da ırkçı!

İslam ile Irkçılık farklı iki din ve dünya görüşüdür. Farklı insan, toplum ve devlet anlayışlarına sahip.. İslam, güzel ahlakı esas alır; adaleti, barışı ve iyiliği temsil eder. Allah'tan başka ilah yoktur. Allah merkezli değerlere iman, putperestliği ve ırkçılığı reddeder. Bu yüzden ırkçılığı aşamamış bir dindar direk müşrik olur.

Irkçılık, kendine istediği şeyi başkasına hak görmemektir. Başkasını yok saymaktır, ona her türlü zulmü ve vahşeti normal görmektir. Irkçılığın baz aldığı değerlerin kaynağında şeytanın "ben üstünüm" argümanı var. Bu, maddeyi esas alan, manayı küçümseyen şeytan ideolojisidir. Bu yüzden faşizmdir, zor ve zorbalığı esas alır. Irkçılık, evrensel ahlak umdelerini de reddeder. Bir kavmi, bir ırkı kutsallaştırır. Oysa bir Müslüman için tek kutsal, varlık aleminin yaratıcısı ve sahibi olan Allah'tır.

Hasılı kelam, faşizm ile siyonizm ikiz kardeş ideolojidir.

Bir yandan ırkçılar ve vandalizmle mücadele ediyoruz. Bir yandan Lezbiyen, bioseksüel, homoseksüel, gay, travesti ve ibnelerle mücadele ediyoruz. Bir yandan da etrafta her görüşten dini imanı para olan menfaatçi, ilkesiz, omurgasız popülistlerle mücadele ediyoruz. Bir yandan bağnaz ve seküler, mülteci düşmanı faşistlerle mücadele ediyoruz. Bir yandan şuursuz ve sorumsuz muhafazakarlara değişen dünyayı ve gerçekleri idrak ettirmeye çalışıyoruz. Bir yandan kavmimdeki aptalları uyandırmaya çalışıyoruz. Bir yandan ise içimizdeki beyinsizlere laf anlatmaya çalışıyorum.

Sorumluluğumuz büyük.. Başımız dertte..