Bugün Kerbela'nın yıl dönümü. Hz. Hüseyin ve arkadaşlarının hunharca Şehid edilişlerinin yıldönümü. Acının acımasızlığın, dünyevi hırs ve menfaat için Hz. Peygamber(s.)’in torununun acımasızca kurban edildiği gündür.
Ve bugün,Yezid ile hesaplaşılmadığından, ihtilaflar; ayrıştırma-düşmanlaşma-düşmanlaştırma nedeni olarak devam ediyor:
Yezid karşıtlığı Şia'nın kullandığı, özü itibariyle beslendiği bir alan olmuş tarih boyunca ve bugün de. Şia'nın Safevi anlayış ve geleneği Yezid karşıtlığını bir mağduriyet ortamına dönüştürerek kendi Yezidvari anlayış ve uygulamalarının bir örtüsü olarak kullanmaktadır.
Sünni dünya Yezid karşıtlığını bir tür savunma refleksi üslubuyla dile getirmektedir.
Oysa Yezidvari yönetim anlayış ve tarzları hem Şii’ye hem de Sünni’ye zarar vermiştir ve vermeye devam etmektedir.
Her iki kesim de kendisinin dediğinin doğruluğunda ısrar edince de ihtilaf derinleşmekte, düşmanlık vesilesi olmaya devam etmiş olmaktadır.
İran Şii anlayışı tipik bir Safevi Şii anlayışı olduğundan;(söylemlerde yer alan kimi güzel sözler sadece yanıltıcı bir misyon üstlenmektedir.) ve zihinsel arka planında Pers kabul ve anlayışları var olduğundan; Yezid karşıtlığını çok rahat biçimde Müslüman kardeşi ve fakat Sünni olanların düşman bellenmesine, öldürülmelerine destek verilmesine, veya öldürme ameliyesine mesnet kılabilmektedir.
Oysa İran ve Şiiler de bilmektedirler ki; her Sünni ehli Beyte bağlıdır, sevgi ve saygı beslemektedir. Hiçbir Sünni Yezid'i destekleyecek bir tutumun sahibi değildir.
Ancak Şii anlayışı; bütün Sünni dünyasını Yezid yandaşı ve destekçisi olarak mensuplarının zihnine kazımış ve kazımaya devam etmektedir.
Elbette arada başka anlayış farkları vardır. Ancak temel ayrılık ve düşman bellenme aracı olan nokta burasıdır.
Öyle ki, zalim, barbar ve cani, özünde Yezidvari olan Esed rejimine, Suriye'de her tür desteği Şii olmaklık nedeniyle ve siyaseten vermekten imtina etmeyen bir İran ve Lübnan Hizbullah'ı var karşımızda.
Yani kullanışlı olan Hüseyni olmaklık değil Yezid'e sözüm ona düşmanlıktır.Yezid gibi davranmaktan imtina etmeden Yezid düşmanlığı yapmak da bir ayrı ironidir.
Mezhep-gurup-cemaat-tarikat ayrımı yapılması Hüseyni duruşa aykırıdır. Bu hem Sünni için hem de Şii için geçerli bir kuraldır.
Çünkü, Hz. Hüseyin; Müslümanların geleceği, vahdeti, adaletin yaşamasının temini,zalime karşı durmak anlayışı, gereği Kerbala'da, Yezid anlayışının egemenlik, güç ve dünyalık tutkusuna kurban oldu.
Yezidi anlayış hala İslam coğrafyasında egemen olduğu gibi Dünyanın Firavuni ve Nemrudi güç odaklarıyla da işbirliği yapmaya veya onlara gücünün devamı için uşaklık etmeye devam etmektedir.
Wesselam..