erotik shop
Bugun...


Ortadoğu kavşağında bir Heykel'in ölümü
Siyasi olarak kapalı rejim özelliğine sahip Ortadoğu ülkelerinde neler olup bittiğini anlamanın neredeyse tek yolu birikim sahibi gazetecilerin yazdıklarıyla sınırlıydı. Üstelik bu ülkelerin yarım yüzyıl öncesinin iletişim teknolojilerinin durumu göz önüne alındığında bölgeyle ilgilenen bir okuyucunun gerçeğe ulaşma şansı çok kısıtlı kalıyordu. Dünyadan göçen Muhammed Hasaneyn Heykel modern Mısır tarihi açısından böylesine bir yere sahipti. Her şeyden önce Nasır rejiminin en önemli isimlerinden biriydi.

facebook-paylas
Tarih: 19-02-2016 02:11
Ortadoğu kavşağında bir Heykel'in ölümü
+ -

Sadece ilişkileriyle değil üslup ve birikimleriyle kendini kabul ettiren gazeteciler döneminin bir tür hafızasıdırlar. Gazeteciliği ilişki ve telefon kaydının kabarıklığından ibaret sananların aksine entelektüel derinlik ve gözlem gücüne sahip olanlar tanıklıklarıyla öne çıkarlar. Bunlar sadece aktarmazlar, tanık olduklarının arka planın aydınlatır, gerçeği yeniden kurgularken de dürüst oldukları ölçüde kalıcı olurlar.

Siyasi olarak kapalı rejim özelliğine sahip Ortadoğu ülkelerinde neler olup bittiğini anlamanın neredeyse tek yolu birikim sahibi gazetecilerin yazdıklarıyla sınırlıydı. Üstelik bu ülkelerin yarım yüzyıl öncesinin iletişim teknolojilerinin durumu göz önüne alındığında bölgeyle ilgilenen bir okuyucunun gerçeğe ulaşma şansı çok kısıtlı kalıyordu.

Dünyadan göçen Muhammed Hasaneyn Heykel modern Mısır tarihi açısından böylesine bir yere sahipti. Her şeyden önce Nasır rejiminin en önemli isimlerinden biriydi. Yani taraftı. Nasır döneminin hemen her önemli siyasi olayına doğrudan tanıklık ettiği gibi yönettiği gayrı resmi el-Ahram gazetesinde de Nasırizmin uygulamalarını ve ideolojilerini taraf olarak ele aldı.


Muhammed Heykel'in gücü sadece sisteme ve Nasır'a yakınlığından kaynaklanmıyordu. Nitekim Nasır sonrası Enver Sedat'la ters düşse bile sistem içi önemli ağırlığı olan bir isimdi.

Bir bakıma İslamcı tehdit korkusu ile uykuları kaçan dikta rejimlerinin ruhunun firavun esintisi dünya görüşünün temsilcisiydi. Firavunları Mısır uygarlığının kaynağı gören ve İslam öncesi figürleri öne çıkaranArap milliyetçiliğiyle sosyalizmin sentezlendiği Nasırizmin yani modern firavunların yaşayan gölgesiydi.


Temsil ettiği yapının ruhuna vakıf, ideolojik ve bürokratik kodlarını bilen bir gazeteci olarak gazeteciliği aşan etkiye sahipti. Nitekim hem Mısır hem modern Ortadoğu'ya dair kaleme aldığı doğrudan tanıklıklarının yanısıra bir tür siyasi tarih sayılabilecek kitaplara imza attı. Bunların büyük kısmını özel ilişkilerine dayanarak, bir kısmını devlet arşivlerinden derlediği bilgileri kendi ideolojik kaygılarıyla öykülendirdiği, kurguladığı gazeteci üslubu içinde sundu. Kimine göre tarihçi sayılan Heykel kimilerine göre ise Nasırizmin yorgun savaşçısıydı. Nasır öldükten sonra bile Nasırizmin ideolojik inadından vazgeçmeyecek, sadece İslami hareketlerin tehdidine karşı değil, yeni dönem politikalarına karşı da direnecektir. Firavun düzeninin statükocu bakışını savundu sonuna kadar. Statükoya o kadar sadık kaldı ki, kendisi de Sedat döneminde hapse atılmasına rağmen Sisi darbesini desteklemekten geri durmayacaktır.

Kimi yorumcular anlattıklarının çoğunun kurmaca ve ispatlanmamış iddialara dayandığı ithamında bulunsalar da bu, muhtemelen gerçekleri taraf olduğu yerden yorumlama biçiminden kaynaklanıyordu. Enver Sedat'ın öldürülmesini konu alan “Öfkenin Sonbaharı” gibi daha yakın dönem tanıklıklarının yanısıra İran devrimini anlattığı “Bir Devrimin Anlatılmamış Öyküsü” kitapları da belli korkuların ürününü yansıtır. Zaman zaman ideolojik önyargının, korkuların eserlerinin ruhuna sinmesi onun gazeteciliğinin eleştirildiği yönü olmuştur.

Her halükarda Mısır'ın hafızası bir gazeteci olduğundan kuşku yok. Mısır demek Ortadoğu'daki tüm siyasal kapışmaların kesiştiği yer demektir. Özellikle Nasır dönemi göz önüne alındığında sömürgecilik sonrası hesaplaşmaların, ihtilallerin, savaşların Kahire olmadan açıklanması, anlaşılması imkansız gibidir. Tam bu yol kavşağında duran bir isim olması Heykel'i önemli kılar.

Tüm bu tanıklıklar arasında bugün için de anlamlı mesajları olan kitaplarının başında “Kahire Dosyası” gelir. Nasır'ın adeta sırdaşı olarak tanık olduğu soğuk savaş dönemi devletler oyunu, liderlerin rekabetleri, büyük güçlerle kurulan ilişkilerin perde arkasına dair anlattıkları ibretlik..

Soğuk savaş döneminin askeri ve siyasi mücadelesi arasında Arap milliyetçiliği ile kendine yol bulmaya çalışırken arada kalan tek adamın dramatik durumuna tanıklık edersiniz.

Büyük güçlerin nüfuz mücadelesinde bir tarafa güvenip son anda büyük pazarlıkta kendi başına bırakılmanın ilginç örnekleri tarihe geçecek ibret sahneleridir.

Heykel'in tanıklıkları, kurguladığı siyasi tarih anlatısı özetle toplumsaldan kopuk ideolojik yalnızlığın doğrudan siyasal zayıflığı doğurduğu, bunun tabii sonucu olarak da emperyal güçlerin pazarlık unsuru olmaktan kurtulamayışın hikayesidir.

DEVAMI>>>




Bu haber 870 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
YUKARI