Son dönemlerde izledikleri siyasete bakılırsa HDP neredeyse bir siyasetsiz zemine doğru hızla yol alıyor. Oysa bir siyasal partinin kuruluş gerekçesi karşılaştığı sorunları siyaset zemininde çözme iradesini gösterebilmesidir. Kuşkusuz sorunu silahla çözmeye çalışan her hareketin siyaseti işlevsizleştirme gibi bir amacı vardır. Kürt siyasal hareketi sürekli olarak demokratik zeminde mücadele etmekle, silahlı mücadele arasına sıkıştı. Kuşkusuz böyle bir sıkışıklıkta örgüt, asıl belirleyici olan kendileri olduğunu göstermek amacıyla, siyaset sürecini sürekli olarak sabote edecek hamleler yaptı.
Haksızlığı sona erdirmek ve ona karşı anlamlı bir mücadele yürütebilmek için mücadele eden herkesin kullandığı yöntem ahlâklı olmalı. Şiddet kullanarak ve katliam yaparak sadece çatışmanın ömrü uzatılabilir. Meşru ve ahlâkı temelini kaybetmiş bir çatışmanın ve bu çatışmanın arkasına gizlenmiş bir politik siyasal söylemin başarılı olması mümkün değildir.
Sürekli masum insanları katlederek, insanların devlet politikalarını eleştirmenlerinin önünü kapattığını bile düşünülememesi büyük bir handikaptır. Sadece karşıdakini suçlayarak üretilecek bir siyasal söylemin çok güçlü ve tatmin edici argümanları olmalı. Güçlü ahlaki bir zeminde çok güçlü argümanlar yoksa, sürekli karşı tarafı suçlama üzerine oluşturulacak bir siyaset, hem iç eleştirinin olanaklarını tüketir,hem farklı siyasal arayışların önünü tıkar, hem de var olan siyasal yapıyı daha da otoriterleştirir. Kürt siyasal hareketi hem demokratik mücadeleye girerek meşru zemine kaymaya çalışırken, hem eş zamanlı olarak silahlı örgütün gerekliliğine dair siyaseti yürütmeye çalıştı. Bu çelişkili durumun sürgit devam etmesi mümkün değildi. Mücadelenin öncülüğü ya sivil siyaset aktörlerine ya da silahlı güçlere kayacaktı. Ne yazık ki sivil siyaset aktörleri siyaset üretecek yerde, silahlı örgütün politikalarını uygulayan aktörlere dönüştü.
Devamı: http://www.fikirzemini.com/yazarlar/yusuf-yavuzyilmaz/hdp-pkk-ekseninde-siyasetsizlige-dogru/136/
Yusuf Yavuzyılmaz - Fikir Zemini