PKK'nin 'Akıl Ölümü' gerçekleşmiş Kandil kadrosunun üst düzey isimlerinden KCK Eşbaşkanı Besê Hozat, geçenlerde yaptığı ve birçok haber sitesinde yer alan açıklamasında "Sur, Cizre, Nüsaybin ve Yüksekova'yı KDP/Barzani yıktı" demişti.
30 yıldır Kandil'de harem kurup 40 bin insanın öldüğü bir savaşı yöneten ama kendileri asla cephede savaşmayan ve nedense hiçbir hava harekatından da etkilenmeyen bu kadro belirli aralıklarla insan aklıyla alay eden açıklamaları ile gündeme gelmektedir.
Kendilerini 'Demokrasi Gücü' olarak tanıtan ve tek dertlerinin 'Türkiyeyi Demokratikleştirmek' olduğunu iddia eden 'Bağımsız Kürdistan tezini tarihin çöp tenekesine attık' diyen ve hedeflerini 'Ak Parti iktidarını düşürmek' olarak açıklayan bu tayfa; Ak Partiden önceki 30 yılda neden savaştıklarına dair bir açıklama yapmamaktadır.
Hem Bağımsız Kürdistan istemediklerini, hem ulus devlete karşı olduklarını, hem bölücü olmadıklarını; Türkiye'nin Bayrağı, Misak-ı Millisi ile sorunlarının olmadığını söyleyen hem de Devlet için 'İşgalci' tanımı kullanıp hem de 'İşgalcimiz' dedikleri devletin demokratikleşmesi için mücadele ettiklerini söylemleri: Ancak idrak damarları tıkalı kişilerin ifade edebileceği çelişkiler ve ancak kendini 'Devrimci Sol' olarak ifade edenlerin inanacağı hezeyanlardır.
Şimdi gelelim Besê Hozat'ın son açıklamasına…
Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde meydana gelen bir olayın faili nasıl oluyor da Barzani oluyor; PKK’nin başlattığı ve HDP vekili Altan Tan’ın ifadesine göre 7 bin Pkk militanının ölümü ile sonuçlanan 'Devrimci Halk Savaşı' ile sokakların ve evlerin altına koyduğu bombalarla yıkılan şehirleri neden Barzani yıkmış olmuyor. Acaba KCK/PKK, Barzani’den talimat alarak mı bu savaşı şehirlere taşımış ve bu yıkıma sebep olmuş.?
Ben bu konuyu araştırdım; PKK’nin Çukur Savaşı ile Barzani arasındaki bağlantıyı ve Barzani’in bu konuya müdahil olup olmadığını, olduysa nasıl bir müdahalede bulunduğuna dair bazı önemli bilgilere ulaştım.
Duhok kentinden Dilşad Derkari 22.04.2016 tarihinde Kürdistan Bölge Başkanı Sayın Mesut Barzani’nin Ankara ziyaretini ve o ziyarette HDP ile yaptığı görüşmenin ayrıntılarını kaleme almış…
‘’10 Aralık 2015 tarihinde. Bölgede henüz operasyonlar başlamadan önceydi. Barzani Ankara’da Yüksekdağ başkanlığındaki HDP heyeti ile bir toplantı yaptı. Toplantıdan önce Barzani, Türkiye yetkililerinden operasyonun bir süre ertelemelerini bu süre içerisinde belki diyalog ile hendeklerin kapatılabileceği yönünde bir ricada bulunmuş; Türk yetkililer de Barzani’yi kırmamış operasyonları ertelemişti. Başkan Barzani bu toplantıdan sonuç alacağını ve HDP’nin halkı ateşe atmayacağını umuyordu..
Barzani toplantıda HDP heyetine, Bölgede yaşanacak bir savaşın en çok Kürtlere zarar vereceğinin; Hendek kazmanın, çoluk çocuğun içine bomba yerleştirmenin mantığını anlamadığını, kendilerinin yıllarca Irak ile savaştıklarını ama asla bu savaşı sivillerin içine taşımadıklarını ve kaldı ki 2 asker veya polis öldürerek de Türkiye Devletine zarar veremeyeceklerini söyledi.
Barzani, yarın Kürt çocuklarının cesetlerini sokaklarda görmek istemiyoruz; hemen Hendekleri kapatıp sivillerin içinden çıkmayın dedi. Başkan özellikle sağında oturan Leyla Zana’ya bakarak konuşuyordu.
Konuşması biter bitmez solunda oturan Yüksekdağ söze başladı ve; ‘Önerileriniz için teşekkür ederiz. Yalnız bunlar bizim iç işlerimizdir ve başka birilerinin müdahale etmesi doğru değildir. Halkın Devletle de bir sorunu yoktur, sorun AKP ve saraydır bunun tek çözümü de AKP’nin istifa etmesidir. AKP istifa edene kadar sokaklarda direnmeye devam edeceğiz. Bu sorun Türk halkının iç meselesidir dışarıdan müdahale etmenizi kabul etmeyiz’ dedi ve sözü bitidi.
Başkan Barzani, ayağa kalktı ve Zana’nın elini sıkarken ‘Tarihinden ders çıkarmayan tek halk Kürtlerdir’ dedi ve çıktı’’
İşte Barzani’nin Yüksekdağ’ın başlattığı Çukur savaşına müdahalesi bu şekildedir. Bu görüşmenin her kelimesi tarihe değerli bir vesika olarak kaydedilecektir. Ancak ben en önemli noktasına değinmek istiyorum.
Ülkücü gelenekten gelme Adana’lı bir aileden olma ve kurduğu sosyalist partisi 2 bin küsür oy almış Figen Yüksekdağ, Kürtlerin sorunları için Mele Mustafa Barzani’nin oğlu ve Kürdistan Bölge Başkanı Mesut Barzani’ye ‘Bu bizim iç işlerimiz ve Türk halkının iç meselesidir sizin karışmanıza izin vermeyiz’ diyor…
Kürtler tarafından bu cümle eğer gerçekten idrak edilebilse; PKK/HDP’nin değil seçimlere girmesi ve/veya Kürtlerden destek gösmesi, Kürtlerin bulunduğu sokaklardan geçememesi lazım ki bunu en iyi Bese Hozat biliyor ki şimdiden bunun hal çaresine bakmak için müritlerini formatlamak ve pozisyon aldırmak için ‘Sur ve Cizre’yi Barzani yıktı’ diyor.
Allah hepimize feraset versin; kimsenin ideolojisine köle ve eline oyuncak etmesin. Kürtlerin canı, malı ve namusu üzerinden ideolojik kavgasını verenlere Allah fırsat vermesin. Amin.
{ Fatih Sevgili - Diriliş Postası }