PKK/Kandil'in 7 Haziran seçimleri akabinde, Çözüm Süreci'nin bittiğini ilan edip silahlı eylemlere başlaması, kanlı saldırılarını artırması ile bugüne kadar gelen süreçte bir şiddet sarmalına doğru yol alınmaktadır.
Bölge halkı, Kürtler her ne kadar 7 Haziran seçimlerinde büyük oranda, bazı olağanüstü sebeplerden/dayatmalardan dolayı, HDP'ye oy vermiş olsa bile, kesinlikle silah, şiddet ve kaos istemiyor. Kürt halkı, PKK/Kandil'in aksine, barışçı bir çözümden yana. Bölge halkının, Kürtlerin seçimlerde HDP'ye adeta zorla nasıl itildiğine dair hususları daha önceki bazı makalelerimizde de dile getirmiştik.
PKK'nın kanlı eylemlerinin birçok kimsenin hayatına mal olduğu ve çok sayıda güvenlik mensubunun hayatını kaybettiği bir gerçek. PKK/Kandil şiddet ve kaos ve iç savaş istiyor. Ancak buna rağmen son günlere kadar sokaklardaki sessizlik ve sağduyu PKK'nın hedeflerine ulaşmamasını sağlıyor.
Son günlerde, PKK/Kandil'in kanlı terör eylemleri ile çok sayıda polis ve askeri katletmesi Batı bölgelerinde sokakları hareketlendirdi. PKK'nın kanlı eylemlerini protesto etmek gayet tabii. Ancak, bu eylemlerin şehirlerde tüm Kürtleri, özellikle, mevsimlik Kürt işçilerini, Kürt esnafı hedef almaya dönüşmesi, 90'lı yıllara dönülmesi son derece tehlikeli olup, PKK'nın hedeflerine hizmet etmekten başka hiçbir işlevi olmaz. Ayrıca, ülkenin adım adım kaos ve iç savaşa doğru gitmesinin de önünü açar.
Şehirlerde protesto gösterilerini, PKK karşıtlığını aşarak, Kürt kimliğine, Kürtlere yöneltenlerin kötü niyetli oldukları ve ülkede kaos ve kargaşalığa yol açmak istedikleri açık. Protesto gösterilerini taşkınlıkla ileriye götürmek, provokasyonlara kapı açmak MHP, Ülkü Ocakları çizgisinde olanların daha önce yapmadıkları bir şey değil, 90'lı yıllarda da bu şekildeki sokak eylemlerine imza atıyorlardı. Ancak, kendilerine “Osmanlı Ocakları” diye isim veren güruh neyin peşinde? Bunlar kimin adına hareket ediyor. Hangi amaçlara hizmet ediyor. Bunlar, Fatih'in Hocası, Şeyhülislâm Molla Gürânî'nin, Şeyhülislâm Hoca Saadeddin'in, Mevlâna Abdurrahman Câmi'nin, Mevlâna Hâlid'in Kürt olduğunu bilmezler mi? Sultan II. Abdülhamid Hân'ın Muhafız Alayındaki süvarilerin tümünün Kürtlerden oluştuğunu bilmezler mi? Taşkınlığa varan, sınırı aşan protesto gösterilerinin yol açacağı kaos/kargaşa'nın altında önce bunu yapanlar kalır. Hiç kimsenin, ülkeyi ne olacağı belirsiz maceralara, kaos ve kargaşaya sürüklemeye hakkı yoktur. Onun için, ülkenin huzuru/selameti için bu grupların sokaklardan tamamen çekilmesi sağlanmalıdır
Asırlarca, İslâm'ın verdiği iman ve uhuvvetle bir arada kaynaşarak yaşamış toplulukları kısa vadeli siyasal hedefler doğrultusunda karşı karşıya getirmenin vebali çok ağır olur. Yüzyıllarca, İslâm hizmet etmiş, binlerce âlim, mutasavvıf/meşâyih yetiştirmiş bir topluluğa, bazı malum çevrelerce, Ermeni/Gayr-i Müslim muamelesi yapılarak ülke iç savaşa sürüklenmek isteniyor. Tüm bu provokatif kanlı eylem ve gösterilere rağmen, halkımız, Kürtler, Türkler, Çerkesler, Arnavutlar ve diğerleri sağduyuyu korumakta, bunlara iltifat etmemektedir.
Buna karşın bazı gizli ve uluslar arası odak/mahfiller ve içerideki uzantıları, Pakraduniler ülkeyi kaos ve iç savaşa sürüklemek için sanki ölümüne çabalıyor. Provokasyonlar ve algı operasyonları hızla sürüyor. Derin devlet içinde yapılanmış bazı odaklar da bu meş'um emeller doğrultusunda olağan üstü bir çaba ile ülkeye ve halka bilinçli olarak büyük kötülük yapma peşinde.
Eğer mesele HDP'ye giden büyük oy oranı ise, Kürtler HDP'ye çok isteyerek ve gönüllü olarak oy vermedi. Açıkçası, 20 yılı aşkındır derin devlet o halkı sanki buna zorluyor. Bölgede, PKK ve siyasal uzantılarını alternatifsiz bırakıyor, o bölgenin dindar olan halkına, Kürtlere sığınacak liman bırakmıyor. Derin Devlet içindeki bir kısım mahfiller/odaklar, Kürtlerin sığınacak bir liman olarak görüp yöneldikleri merkez partilerine sürekli müdahale ederek 1991 yılından beri bu yönelimin önünü kesiyor. Ülkede kaos ve kargaşayı önlemek, terörün önünü kesmek, Kürt Sorununun barışçı çözümü için öncelikle bu zorlamaya karşı direniş gösterilmelidir.
* Müfit Yüksel/ Yeni Şafak