Labirente dönüştürülmek istenen hayatlarımızda, başımızın dönmemesi, kaybolmamamız ve yolumuzu bulabilmemiz, tıkanmak ve boğulmak istendiğimiz labirentten çıkabilmemiz için bir harita/kılavuza ihtiyacımız var elbette.
Her meselemizi bir labirente dönüştürme azminde olanlara inat, sorunlarımızı çetrefilli kılmak anlayışından sıyrılarak basitleştirebilirsek labirentlerde kaybolma ihtimalini de bertaraf etmiş oluruz. Her sorunu; çetrefilli, içinden çıkılmaz hale dönüştürmek mümkün olduğu gibi basitleştirerek, sadeleştirerek çözmek de mümkündür.
Burada hayata dair yargılamalarımız, sorunla olan ilişkimiz ve sorundan beslenip/beslenmeme durumumuz belirleyici olmaktadır şüphesiz.
Kürt Meselesi ve çözümünde karşılaştığımız durum tam da oluşturulan ve giderek arttırılan bir labirent görüntüsü vermektedir. Çözüm arayışlarına inat çözümsüzlük dayatmaları ve gündemleri maalesef şu anda yeniden egemenleşmiş bulunmaktadır.
Çözüm/Barış; niyet, dil, davranış ve inanma meselesidir. Bu özellikler isteğe söze, tavra yansımışsa gerisi basitleşir ve çözüme/barışa varmak veya çözümü/barışı gerçekleştirmek mümkün olur.