Davutoğlu ile Erdoğan arasında yaşananlar sadece iki lider arasındaki siyasi anlaşmazlıklar ile ilgili değildir kuşkusuz. Anlaşmazlığın diğer tarafında da sistem sorunu vardır. Halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanı ve iktidar partisi doğası gereği bazı anlaşmazlıklar yaşayacaktır. Ancak bu anlaşmazlığın nasıl ve ne şekilde çözüleceği konusunda hukuksal bir alt yapı yoktur. Bu durum kuşkusuz bir sistem sorununa işaret etmektedir. Türkiye şu anda parlamenter sistem adı altında başkanlıkla yönetilmektedir. Eğer bu sistem sorunu yakın zamanda sonuçlandırılmazsa, daha büyük sorunlara gebedir. Bu sorun Cumhurbaşkanı ve başbakanın ayrı siyasal anlayışlara sahip olduğu zamanlarda daha belirginleşecektir.
Erdoğan ve Davutoğlu arasındaki anlaşmazlık, aynı siyasal gelenek ve anlam dünyasından geldikleri için bir krize yol açmadan atlatılmıştır. Yaşananların yansıması yine Erdoğan karşısında alınan pozisyon üzerinden oldu. Yaşananlar ortaya çıkmadan önce Ahmet Davutoğlu’nu savunanlara karşı çıkanlar, olayların ardından Ahmet Davutoğlu güzellemeleri yapmaya başladılar. Ben Ahmet Davutoğlu'nu baştan beri entelektüel olarak sevdiğim, hatta Türkiye'nin en entelektüel başbakanı olarak savunduğumda bana karşı çıkanlar şimdi Ahmet Davutoğlu'nun entelektüel ve ahlaklı olduğundan bahsediyor. Ama aynı Ahmet Davutoğlu'nun Erdoğan hakkında söylediklerini görmezden geliyorlar. Başbakanlıktan alınmasına karşın Erdoğan'a bir tek olumsuz söz söylemiyor. Onun ailesinin onurunu kendi onuru gibi gördüğünü söylüyor. Muhaliflerin Ahmet Davutoğlu yorumlarında bir tutarlılık sorunu var. Bu sorunu besleyen ana ilke de Erdoğan karşısındaki konum. Yani Ahmet Davutoğlu karşısındaki olumlu bakış, Davutoğlu sevgisinden değil, Erdoğan nefretinden kaynaklanıyor.
Ak Partide Erdoğan yoluyla yapılacak nöbet değişimi nasıl bir etki yapacak?
Devamı: http://www.fikirzemini.com/yazarlar/yusuf-yavuzyilmaz/davutoglu-erdogan-ve-ak-parti/124/