erotik shop
Bugun...


Cevabı bende olmayan birkaç soru!
Başta 28 Şubat ve 27 Nisan darbesi olmak üzere, darbelere karşı hiçbir cengaverliklerine rastlamadığımız anamuhalefet partisi yetkililerinin, Davutoğlu’nun Başbakanlığı bırakması üzerine “Bu bir darbedir” demeleri, Davutoğlu’nu çok sevmelerini mi, yoksa darbelere karşı olduklarını mı gösterir?

facebook-paylas
Tarih: 10-05-2016 14:33
Cevabı bende olmayan birkaç soru!
+ -

Habertürk yazarı, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun danışmanlarından biri olan Muhsin Kızılkaya'nın ''Cevabı bende olmayan bir kaç soru..'' başlıklı yazısı...

Seçime giderken, belediye başkanlarının listesini bile kendisi yapamayan, kimin hangi ilde, ilçede, beldede başkan adayı olacağına kendilerinin değil dağdakilerin karar verdiği, topladıkları iki milyon imzayla“iradelerini” İmralı’ya teslim ettiklerini ilan eden bir muhalefet partisi yetkililerinin, Başbakan Davutoğlu’nun partisini olağanüstü kongreye çağırıp kongrede aday olmayacağını açıklaması üzerine, “Senin başına bunların geleceği belliydi, senin kendi iraden yoktu zaten” demeleri, “iradeye” ne kadar hürmetli olduklarını mı gösterir, yoksa Davutoğlu’nu ne kadar çok sevdiklerini mi?

***

Başta 28 Şubat ve 27 Nisan darbesi olmak üzere, darbelere karşı hiçbir cengaverliklerine rastlamadığımız anamuhalefet partisi yetkililerinin,Davutoğlu’nun Başbakanlığı bırakması üzerine “Bu bir darbedir” demeleri,Davutoğlu’nu çok sevmelerini mi, yoksa darbelere karşı olduklarını mı gösterir?

***

Meclis Anayasa Komisyonu’nda, Anayasa değişikliği kanun teklifi görüşülürken, bir muhalefet partisinin grup başkanvekilinin sıraların üstüne çıkarak o sırada birbirinin yakasına yapışmış olan milletvekili topluluğunun üzerine uçarak yere düşmesi, iktidar milletvekillerinin uçan her şeyi yere indirme kudretlerini mi gösterir, yoksa yerçekimi kanununun ne kadar zalim bir kanun olduğunu mu?

***

Can Dündar ve Erdem Gül tutuklandıklarında, “Bu memlekette hukuk yok, Saray hukuku var, hepimizi içeri tıkayacaklar, topyekûn direnişe geçmenin zamanı” diye bağırıp çağıranlar, Can Dündar ve Erdem Gül Anayasa Mahkemesi tarafından serbest bırakılınca bu kez, “Şükür bu memlekette hukukçular var” dediler.

Mahkeme 2 gazeteciyi tutuksuz yargılamaya karar verdiğinde bu kez, “Bu ülkede hâlâ hukuk bitmiş değil” diyenler, dün aynı mahkeme ceza hükmünü verince bu kez, “Bu memlekette hukuk bitti” dediler. Mahkeme onların istemediği bir karar verdiğinde “Hukuk yok” demeleri, mahkeme onların istediği şekilde bir karar verince de “Şükür hukuk var” demeleri, bu memlekette hukukun varlığını mı gösterir, yoksa bir mahkeme kararını beğendiğimizde“varlığını”, beğenmediğimizde “yokluğunu” mu?

***

Terör saldırıları başlayınca bütün hukukunu askıya alan, örneğin stattan hükümet konağına geçinceye kadar devlet başkanı tarafından üç aylık olağanüstü hal ilan edebilen bir Fransa, tedbir olsun diye o günden bugüne şehir sokaklarında ellerinde Rambo silahlarla komandolar dolaştırırken, “Fransa ne yapsın haklı, terör saldırısı var, tabii ki önlem alacak” diyen Avrupa Birliği; şehir sokaklarına hendek kazılmış, hastaneleri roketatar saldırısına uğramış, cadde ve sokaklarına mayın döşenmiş, evlerinin çatısına keskin nişancı ve Doçkalar yerleştirilmiş, gündüz gözüyle omzunda roketatarlarla militanların dolaştığı, “Ben burada özyönetim ilan ettim, bundan sonra ambulans ve itfaiye araçları dahil olmak üzere devlete ait hiçbir araç buraya girmeyecek, bundan sonra bu mahalle benim yasalarıma göre idare edilecek” diyen bir grubun tahakküm kurduğu yerlere karşı operasyon düzenleyen, oralarda “kamu düzenini” tesis edip her şeyi normalleştirmeye, en az Paris’in sokakları kadar “güvenli” hale getirmeye çalışıp aynı zamanda da Avrupa Birliği’nden “vize muafiyeti” isteyen Türkiye’ye, AB’nin “Önce şu Terörle Mücadele Kanunu’nu değiştir” demesi, Avrupa Birliği’nin Türkiye yurttaşlarının özgürlüğünü Türkiye Cumhuriyeti devletinden daha çok düşündüğünü mü gösterir, yoksa bin dereden su getirmeye çalıştığını mı?

***

Örgüt adlarını oluşturan harfleri yan yana getirdiğinizde militan sayılarından fazla olan ne kadar rijit, maceracı terör örgütü varsa hepsini dağda toplayıp, içindeki ukde kalan “kantin devrimciliğinden” mülhem sloganlar eşliğinde bundan sonra Türkiye’nin her yerini savaş alanına çevireceklerini söyleyen bir terör örgütü yöneticisinin, kendisine yakın bir günlük gazetede çıkan röportajında, “Erdoğan derhal gitmelidir, çünkü Türkiye’ye zarar veriyor” demesi, Türkiye’nin iyiliğini isteyen yufka yürekli, duyarlı, şair ruhlu bir adam olduğunu mu gösterir, yoksa örgütsel amaçlarına baktığınızda örgütüne ihanet eden“hain” bir adam olduğunu mu?

***

Bu sorulardan hiçbirinin doğru düzgün bir cevabı yok bende; belki sizde vardır diye savurdum havaya...




Bu haber 1253 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
YUKARI