Laiklik din ve devlet işlerinin bir birinden ayrılmasından ziyade, devletin dini, referans almasının önüne set çekmek için oluşturulmuş bir kavrandır. Laikliği, Rönesans ve reformla başlayan hükümet kilise çatışmasının, hükümetlerin yönetimlerinin kilise ile paylaşmama garantisi olarak okumak gerekir. Avrupa, kilisenin skolâstik düşüncesinden ötürü, Laikliği kavramlaştırdı. Ancak Hıristiyan geleneklerinden ötürü çoğu Avrupa devleti laiklik ilkesini anayasalarına koymamıştır. Avrupa ülkelerinin neredeyse tamamı ülkenin resmi dinini Hıristiyanlık olarak belirtmiştir.
Laiklik din ve vicdan özgürlüğünün teminatı değil, bilakis din ve vicdan özgürlüğüne pranga vurmaktır. Çünkü bu ilke kıta Avrupa’sında, kilisenin hegomanyasını daraltmak için kullanıldı. Devleti dini öğretiden uzak tutmak için bulunmuş bir yöntemdir. Laiklik ilkesi ile devlet dine müdahale edebilecek ancak din devlete müdahale edemeyecektir.
Devamı: http://www.fikirzemini.com/yazarlar/hasan-serefoglu/laiklik-ve-yeni-anayasa/120/