erotik shop
Bugun...


Suriye’de adem-i merkeziyetçilik tartışması
Türkiye’nin buradaki temel açmazı, Suriye’deki bir Kürt entitesi veya PYD entitesi ile nasıl bir ilişki kuracağına dair işleyebilecek olan bir politikaya henüz sahip olmamasından kaynaklanıyor. Bu konuda Türkiye’nin göz önünde bulundurması gereken iki opsiyonu var: Suriye’de bir Kürt entitesi kaçınılmaz, ama PKK-istan kaçınılabilir ya da en azından kaçınılabilirdi. Eğer Türkiye PKK-istan ile komşu olmak istemiyorsa, nasıl bir Kürt entitesi ile ilişki kurabileceğine karar vermelidir.

facebook-paylas
Tarih: 15-03-2016 01:49
Suriye’de adem-i merkeziyetçilik tartışması
+ -

Suriyeli gruplar nominal de olsa Cenevre’de ‘siyasi’ bir çözüm müzakere ederken, mevzubahis siyasi çözümün ne olabileceği veya ne olamayacağını tartışmak gerekiyor. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin III. Cenevre görüşmelerinin başarısız olması halinde ‘B planının’ devreye sokulacağını söylemesi ve Rusya’nın Suriye’de federal bir sistemin makul olabileceği yönündeki açıklamaları, zaten bu tartışmayı çoktan tetiklemişti. Geçen süre zarfında uluslararası resmî çevrelerde bölünmenin kısık sesle de olsa telaffuz edildiği, federal bir siyasal sistem veya farklı adem-i merkeziyetçi yapılanmaların daha da açıktan dillendirildiği tartışmalara şahit olduk.

Buna karşın Suriye muhalefeti, federalizm veya adem-i merkeziyetçi yönetim modeli tartışmalarını şu an için reddediyor. Bunu bölünmeye giden sürecin ön aşaması olarak görüyor ve Suriye’nin tekrardan merkezî bir siyasal yapıyla yönetilmesini savunuyor. 

***

Mesele ile ilgili ortaya bir yargı koymadan önce, tartışmaya bazı genel tespitler yaparak başlayalım. Farklı kimlik bileşenlerine sahip ve bu kimlikler arasında bir hiyerarşi gözeten ülkelerin bir iç savaş deneyimi yaşamaları halinde, siyasal sistemlerini tekrardan üniter bir şekilde inşa edip gücü merkezde konsolide etmeleri pek mümkün olmuyor. Dünya üzerindeki deneyimler bunu açık bir şekilde ortaya koyuyor. Balkanlar’dan, Ortadoğu ve Afrika’ya kadar geniş bir coğrafyada yaşanan iç çatışmalardan sonra ortaya çıkan siyasal konfigürasyonlar, çatışma öncesi merkeziliği ortadan kaldıran bir mahiyetteydi. Bu trend, günümüze kadar neredeyse istisnasız bir şekilde işledi. Sahada, Suriye’nin bu anlamda bir istisnayı teşkil edeceğine dair bir emare yok. 

***

Ancak adem-i merkeziyetçiliğin veya federalizmin de tek bir formu yok. Bu siyasal yapılar farklı şekillerde içeriklendirilebilirler. Suriye’de bu aşamada yapılması gereken asıl tartışma, gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel olan adem-i merkeziyetçiliğin veya federalizmin kimlik mi yoksa idari temelli mi olacağıdır. Tabii ki yaşanan çatışmanın bir kimlikler çatışmasına dönüşmesi, gerçekleşmesi muhtemel güç ve hükümranlık paylaşımının da kimlik temelli olmasını çok güçlü bir ihtimal haline getiriyor. Fakat bu tamamıyla kaçınılmaz bir durum değil. Suriye toplumunun ciddi manada içiçe geçmiş olması ve Baas rejiminin yıllarca yürüttüğü Araplaştırma projesi, idari üniteler üzerinden bir güç paylaşımını da imkan dahilinde kılıyor.

Ezcümle, Suriye’de en arzu edilmeyen senaryo olan bölünmenin panzehiri ‘siyasal merkezîleşme’ olamaz. Aksine, bölünmenin neredeyse yegane alternatifini iyi yapılandırılmış, çevrenin geniş yetkilerle donatıldığı adem-i merkeziyetçi bir yapı oluşturuyor. Federal model, böylesi bir siyasal sistemdeki tek modeli oluşturmuyor ama şu an için en güçlü olanı temsil ediyor. 

***

Türkiye’nin buradaki temel açmazı, Suriye’deki bir Kürt entitesi veya PYD entitesi ile nasıl bir ilişki kuracağına dair işleyebilecek olan bir politikaya henüz sahip olmamasından kaynaklanıyor. Bu konuda Türkiye’nin göz önünde bulundurması gereken iki opsiyonu var: Suriye’de bir Kürt entitesi kaçınılmaz, ama PKK-istan kaçınılabilir ya da en azından kaçınılabilirdi. Eğer Türkiye PKK-istan ile komşu olmak istemiyorsa, nasıl bir Kürt entitesi ile ilişki kurabileceğine karar vermelidir. Bu sorular bizi, Türkiye’nin bölgesel Kürtler ile nasıl bir ilişkiyi geliştirmeyi öngördüğü sorusuna götürüyor. Ne yazık ki bu konuda Türkiye’nin üzerinde iyi düşünülmüş, iyi yapılandırılmış bir politikaya sahip olduğunu iddia etmek güç. Ancak Ortadoğu’da süreçler hızlı işliyor. Türkiye’nin, Suriye’de hükümranlığın paylaşımı ile PKK-istan/Kürt entitesi konularında karar verip, politika geliştirmek konusunda fazla bir zamanı olmayabilir.

Bir sonraki yazıda da Arap dünyasındaki adem-i merkeziyetçi trendi yazmaya devam edeceğim.

{ Galip Dalay - Karar }




Bu haber 1606 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
YUKARI