erotik shop
Bugun...


15 Temmuz: Bir İhanetin Anatomisi-2
FETÖ terör örgütünün ideolojisini oluştururken dinin kavramlarından yararlandığı açıktır. Mehdi kavramı bu kavramlar arasında merkezi bir konuma sahiptir. Mehdi kavramı dini hareketlerin liderlerine kutsal bir konum oluşturur. Bundan dolayı cemaat liderleri tarihsel süreçte bu ayrıcalıklı konumdan yararlanmak istemişlerdir. Mehdinin özellikleri sayılırken kendini öne çıkaracak özellikler sembolik olarak dinleyenlere verilir. Cemaatin zihninde liderlerinin mehdi olduğu imgesi yerleşince, artık onun isteklerini yerine getirmek ibadet olarak algılanır.

facebook-paylas
Tarih: 17-07-2017 11:10
15 Temmuz: Bir İhanetin Anatomisi-2
+ -

FETÖ terör örgütünün ideolojisini oluştururken dinin kavramlarından yararlandığı açıktır. Mehdi kavramı bu kavramlar arasında merkezi bir konuma sahiptir. Mehdi kavramı dini hareketlerin liderlerine kutsal bir konum oluşturur. Bundan dolayı cemaat liderleri tarihsel süreçte bu ayrıcalıklı konumdan yararlanmak istemişlerdir. Mehdi'nin özellikleri sayılırken kendini öne çıkaracak özellikler sembolik olarak dinleyenlere verilir. Cemaatin zihninde liderlerinin mehdi olduğu imgesi yerleşince, artık onun isteklerini yerine getirmek ibadet olarak algılanır.

Cemaat kendi içinde, kendine özgü kodları olan bir ahlak üretmiş. Bu ahlakin en temel özelliği, Cemaatin çıkarlarını her şeyin önüne ve üstüne koymaktır. Bu adanmış ahlakinin nasıl oluştuğu üzerine çalışılmalıdır. Kuşkusuz bunun dini, sosyolojik, psikiyatr ve kriminal boyutları vardır.

Hayatının bir dönemini cemaatin içinde geçirip süreç içinde ayrılanların tanıklığını önemli buluyorum. Cemaatin iç yüzü ortaya çıktıktan sonra devam edenlerin ayrılanı aynı kefeye koymak haksızlık olur. 
Bir de yolları cemaatle bir noktada kesişen ama direk bağlantılı olmayan kişileri de ayırmak gerekir Ancak 15 Temmuza kadar cemaatle ilgisini kesmeyen, destekleyen kişiler hukuk önünde cezalandırılmalıdır. Haksız yere kimse de cezalandırılmamalı. Ancak belli bir dönem cemaatin içinde bulunmuş kişilerin tanıklıkları, cemaatin kodlarını çözmek açısından değerli bilgiler sunacaktır.  

FETÖ ve diğer tarör örgütlerinin önemli savunucuları örgüte bütün benliği ile bağlanan militanlardır kuşkusuz. Militanın kendine özgü bir psikolojisi vardır. Militan ideolojik ezber üzerinden konuşur. Hayatı tek bir veri üzerinden okur. Militan iç eleştiriye kapalıdır, suçlu daima kendi dışındadır. Bu yüzden militan tek boyutlu bir kişidir. Bu anlamda bir İŞİD veya FETÖ militanı ile bir PKK militanı arasında fark olmadığı gibi, bir İŞİD sempatizanı ile PKK sempatizanı arasında da fark yoktur.

15 Temmuzdan sonra bile Cemaate sahip çıkan insanlar için söylenecek söz şudur: Bu insanlar akıllarını, vicdanlarını kaybetmiş, aklını ve vicdanını örgütün emrine vermiş, sağlıklı düşünme yetisini kaybetmiş alçak insanlardır. Cemaatin durumu muhalif olmakla açıklanamaz. Cemaat amaçlarına ulaşmak için, dinin temel kavramlarını semantik müdahale ile yeniden tanımlayan, ülkesine ve İslam’a ihanet eden katil ruhlu bir örgüttür. Cemaat militanının kişiliği yoktur. Kişiliğini Cemaat liderine feda etmiştir. Cemaat liderine ne kadar biat ederse o kadar iyi bir insan olacağını zannetmektedir.

15 Temmuzdan sadece saatler önce Erdoğan'a etmediği hakareti bırakmayan,15 temmuz sonrasında ise "biz seçilmiş iktidara saygılıyız diyecek kadar pragmatik ve ahlak yoksunu insanlar var. Bu kişiliksiz tipler bir de FETÖ'cü kişilerle kendilerinin en iyi mücadele edeceklerini söyleyerek görev istiyorlar. Allah'a şükür ki, herkes bunları tanıyor. Ne kadar kaypak, kişiliksiz, adi insanlar olduğunu biliyorlar. Her dönem içinde bulundukları örgütü savunmak için her kılığa giren sorunlu tiplerdir bunlar.

FETÖ yargılamalarında bir diğer önemli sorun da yargıçların içinde hala FETÖ örgütüne ait yargı militanlarının bulunmasıdır. Darbe gecesinde darbenin merkezi Akıncı üssünde yakalanan Adil Öksüz'ün "Arsa bakmaya geldim " savunmasının yalan olduğunu görmek için hakim olmak şart değil. Çünkü Darbe gecesi orada bulunmak, darbecilerle doğrudan bir bağlantıyı gösterdiğinden tutuklanmak için yeterlidir. Peki bunu niye yapmaz bir hukukçu? Ya hukukçu olmayacak kadar akılsızdır, muhakemesi çalışmıyordur, ya da cemaatçi bir militandır. Sonraki süreçte de bazı sanıkları serbest bırakan yargıçların tutuklandığına tanıklık ettik. 15 Temmuz darbe ihanetinin bize gösterdiği açık bir gerçek de, anti emperyalistlerin darbeye sessiz kalan solcular değil, tankların önüne çıkan halk olduğudur. Öyle görülüyor ki, anti emperyalizm söylemi, solun üzerinden ekmek yediği sanal bir söylemdir. Solun ve Kürt milliyetçilerinin emperyalizm karşıtlığı retoriğinin ne kadar boş bir retorik olduğunu 15 Temmuz gösterdi. Allah'a hamd olsun. Tankların önüne yatanlar, ölümüne direniş gösterenler, darbe direnişi sırasında yaralanıp hayatını kaybetmeyi göze alanlar ülkemizin en onurlu insanlarıdır. Darbe sırasında biri ilgilendirmez diye evlerinde bekleyen, korkan, sinen kurşunların onların soylu direnişini eleştirmeye hakları yok. Demek ki, korkak olan halk değil aydınlarmış. Darbeye karşı çıkamamanın onursuzluğunu eleştirip kendinizle yüzleşemiyorsunuz madem, bari susun ve kendinizi daha fazla alçaltmayın.

Fiilen darbeye karışanları yargı önüne çıkarıp etkisizleştirmek mümkündür. Zor olan seçilmiş iktidara karşı darbeyi meşru gören zihin yapısıyla mücadele etmektir. Kaldı ki, böyle düşünenlerin bir bölümü sivil siyasetçi. 
Açık konuşmak gerekir bu ülkede Erdoğan gitsin de isterse Cemaat gelsin diyen, sol, Kemalist, ittihatçı bir gelenek var ve hala diri. Erdoğan Cemaate cepheden savaş açtığında kimin, kimlerin cemaatin arkasında saf tuttuğunu gördük. Cumhurbaşkanlığı, yerel ve genel seçimlerde cemaatin kimlere karşı kimi desteklediği, siyasal partilerin tavırları hakkında yeterince bilgi vericidir. Bu arada bazı ulusalcı Kemalistlerin darbe üzerinden kendilerine meşruiyet sağlamaya çalıştıkları da görülmektedir. Bunların başında “FETÖ’cülük zehrinin panzehiri Atatürkçülüktür!.." diyen  Uğur Dündar yer almaktadır. 
Uğur Dündar'ın Atatürkçülükten ne anladığını 28 Şubat sürecinde yaptığı kepazeliklerle gördük. Demokrasi anlayışının yüzeyselliğini, Ak Partiye oy verenleri küçümsediğinde, Vural Savaş ve Sabih Kanadoğlu gibi orman kanununu hukuk diye yutturduğunda, hukuku devlette yuvalanan seçkinlerin çıkarına demokrasi karşıtlığı olarak uygulayanlara destek verdiğinde Atatürkçülükten ne anladığını gördük. Oysa Türkiye son on beş yıldır, Kemalizm olarak sistemleşen ve kendini Atatürk üzerinden meşrulaştıran oligarşik seçkinci yapı ile mücadele ediyor. Menderes'i katledenler, 9 mart darbe girişiminde bulunup,12 Mart olunca darbe karşıtı kesilenler, 12 Eylül’ü yapanlar, 28 Şubat alçaklığını uygulamaya koyanlar, başörtüsünü yasaklayıp halka nasıl inanacağını öğretenler, Vural Savaş ve Sabih Kanadoğlu orman hukukunu savunanlar...Hepsi kendini Atatürkçü olarak tanımlıyorlardı. Uğur Dündar kusura bakmasın. Onun kafasında sistemleştirdiği Atatürkçülüğün hak, hukuk ve demokrasi ile, inanç özgürlüğü ile bir ilgisi yok. O yüzden FETÖ'nün karşıtı Uğur Dündar'ın kafasında şekillendirdiği totaliter proje olan Atatürkçülük değil, hukuk devletidir. 
Kemalistlerin zihnindeki Atatürkçülükten demokrasi, hukuk devleti ve darbe karşıtlığı çıkmaz. Kemalist yazarların ve subayların Erdoğan'a karşı yapılacak başarılı bir darbenin hayalini kurduklarını bilmek için kahin olmak gerekmiyor. Bunun için Ak Parti dönemindeki asker sivil ilişkilerini üstün görü incelemek bile yeterlidir. Bu yüzden darbeyi Kemalist subayların önlediği yolundaki tez, darbeye direnen halka hakarettir.

Ak Parti cemaatle, laik-seküler askeri ve sivil bürokrasi, yargı ve üniversite kuşatmasını yarmak üzere işbirliği yaptı. Muhalefet ise cemaatle Ak Partiyi iktidardan düşürmek için işbirliği yaptı. Erdoğan cemaate 17-25 Aralık sürecinden sonra rest çektiğinde şu an cemaati eleştiren muhalefet(CHP, MHP, HDP, Anti Kapitalist Müslümanlar vs.) cemaatin tezlerini dillendiriyordu. Cumhurbaşkanlığı seçiminde yerel ve genel seçimlerde Cemaat ile işbirliği yapan zihinler başkalarını eleştiriyor. Muhalefet cemaat konusunda çok daha sorunlu bir yerde duruyor. Oslo görüşmeleri, Hakan Fidan olayı, Mit tırlar, 17-25 Aralık olaylarını cemaate destek sağlayacak şekilde yorumladı bu çevreler. Şimdi adaletten bahsediyorlar. "Kaçak Saray" üzerinden yürüyen polemik de "seni başkan yaptırmayacağız" akılsızlığı da cemaatin istediği yönde yorumlardı.

Cemaat yıllarca işbirliği yaptığı Ak Partiyi yutmaya kalktı. Yutamayınca Ak Parti onu yutmaya başladı. Siyasi kavgaya girdiğinde yenilmeyi göze alacaksın. Cemaat yenilmeye başlayınca haklatan kimse sahip çıkmadı. Sahip çıkmadı, çünkü onlar kimseye sahip çıkıp, adam yerine koymamıştı. Cemaate bağlılığını sağır sultanın duyduğu emniyet ve yargı mensupları üzerinden operasyon yapıp, sonrada onların cemaatimizle bağlantısı yoktur yalanının insanların gözünün içine baka baka söyleyenler, şimdi dürüstlükten, haktan, adaletten bahsediyorlar. Öyle görülüyor ki, FETÖ terör örgütünün önemli bir hedefi de siyasal partiler üzerinden yürüttüğü operasyonlardır. Cemaat sadece Ak Partiyi hedefe almayacak bütün partiler bundan zarar görecektir. Şimdi sıranın MHP'de olduğu görülmektedir. Bahçeli'yi istenen çizgiye getiremeyen FETÖ, Akşener üzerinden yürütülen muhalif hareketten sonuç almaya çalışacaktır. Kuşkusuz Bahçeliyi FETÖ’nün karşısında açık hedef haline getiren şey, Bahçeli’nin 15 Temmuzda FETÖ’nün iç yüzünü görüp politika değişikliğine gitmesidir. Şimdilerde Bahçeli eleştirileri, Erdoğan karşıtı bir Bahçeli görmek istemelerinden dolayıdır. Bugün Bahçeli'yi Akşener üzerinden eleştirenler, Fetö'nün propagandasının bilerek ya da bilmeyerek savunucusu durumundadır. Tıpkı Osla Görüşmeleri, Mit tırları, 17-25 Aralık üzerinden eleştiri yapanların FETÖ terörüne psikolojik destek sağladıkları gibi. Bakalım başarabilecekler mi? Cemaatin CHP ve HDP'yi açık hedef almamalarının temelinde onların hala kendi sağladıkları araçlarla muhalefetini sürdürmekte olmalarıdır.

FETÖ terörünün en güçlü olduğu alanlardan biri de medyayı kullanma biçimidir. Örgütün önceden planladığı ve yapacağı bütün operasyonlara kamuoyunu hazırlama ve uygun bir ortam oluşturma misyonu cemaate bağlı televizyon ve gazetelerin işidir. Hiç kuşku yok ki, Cemaatin medya ayağını oluşturan ve kalemini satan alçak militan yazarların, Erdoğan’ın hastalandığı ve yakında öleceğine dair geçmişte yazdıkları yazılar, onu öldürmeye dönük hedeflerine kamuoyunu hazırlamak içilmiş. Karşımızda amaçlarına ulaşmak için her şeyi göze almış bir cinayet şebekesi var. Çok dikkatli olmak gerekir. Bu mücadeleyi Erdoğan'dan başkasının da yapamayacağı açıktır. Onun için sürekli arkasında durup destek verilmelidir.

FETÖ terörünün en güçlü ayaklarından biri de uluslar arası sistemi kendi çıkarları doğrultusunda başarılı bir şekilde yönlendirmesidir. Türkiye’nin dış politikasını çatışma ekseni üzerine oturtmaya çalışmıştı devlet içinde yuvalanan Cemaat aklı. İktidar bir dönem bu tuzağın içine çekildi. Cemaatin amacı Türkiye’yi herkesle kavgalı bir pozisyona sokarak darbeye karşı dış desteğin direncini kırıp Türkiye’yi yalnız bırakmaktı. Şüphe yok ki, Amerika ve Avrupa özelinde bunu büyük ölçüde başardılar. Hala çok sayıda ülkede FETÖ terör örgütü olarak değil, meşru sivil muhalefet odağı şeklinde değerlendirilmektedir.

Cemaat sempatizanları iktidar ve güç zehirlenmesini sadece siyasal iktidar üzerinden okuyorlar. Oysa aynı okumayı kendi devasa güç merkezi üzerinden hiç okumayı denemiyorlar. Nerede iktidar karşıtı ve cemaati okşayan bir yazı bulurlarsa onu paylaşıyorlar. Kendileriyle ısrarla hesaplaşmaktan kaçınıyorlar. Devlet içinde cemaate bağlı emniyet görevlilerinin yaptığı ahlaksız ve vicdansız davranışları görmezden geliyorlar. Dinin en ilkel şekilde araçsallaştıran cemaat retoriğini görmüyorlar. Bu noktada iktidara yöneltilecek eleştiri cemaatin devlette bu kadar örgütlenmesine göz yummak ve onların gerçek niyetlerini anlayamamak olmalıdır. cemaat kendisinden başkasına hayat hakkı tanımayan, dini araçsallaştıran, kendi karşıtlarına en alçak yöntemlerle komplo kuran, sınav sorularını kendi mensuplarına dağıtan bir suç çetesidir.

Yusuf Yavuzyılmaz - Fikir Zemini




Bu haber 2358 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
YUKARI