erotik shop
Bugun...


Rojava (7): PYD ve Barzani
KDP/Barzani kontrolünde olan Irak Kürdistan Bölgesinde 22 siyasi parti var, seçim barajı yok, tüm partiler parlamentoda temsil edilmekte, hükümet 5 partili bir koalisyondan oluşmakta, Kürdistan bölge başkanı Mesut Barzani de seçimle iş başında bulunmakta. Milletvekilleri kendi dinlerinin kutsal kitabı üzerine yemin etmekte. Bölgede heykel ve tapınak asla yok, hareketin lideri Molla Mustafa Barzani’nin mezarı üzerinde veya etrafında bir çatı bile yok. Kürtçenin her lehçesi, Tükmence ve Arapça resmi dil ve eğitim dili, her türlü ticari, siyasi faaliyet serbest, PKK’nın askeri kampları ve siyasi büroları da serbest. Ancak PKK’ya göre Barzani bir Diktatör. PYD/PKK kontrolünde olan Suriye Kürdistan Bölgesi/Rojava’da tek parti (PYD) var, iktidar siyasi ve askeri olarak tek parti diktatörlüğü, başka siyasi parti faaliyetlerine izin yok, seçim yok, Kanton yöneticileri atama ile tayin ediliyor, muhalif siyasi liderler suikast ile öldürülüyor, zindana atılıyor. Her yerde Öcalan fotoğrafları ve anıtları var, herkes Öcalan’ın yazdığı kitap üzerine devrimci yemini etmek zorunda. Basın faaliyetleri yasak, bireysel sosyal medya (Twitter/Facebook) hesabı açmak PYD iznine bağlı, muhalif TV, radyo ve gazete yasak, başka bir siyasi parti bayrağı bir yana Kürdistan ulusal bayrağı bile yasak. PYD veya ESED aleyhine sivil protesto eylemi yapmak yasak. Ancak PKK’ya göre Rojava yönetimi Sosyal Demokrat.

facebook-paylas
Tarih: 26-02-2016 11:16
Rojava (7): PYD ve Barzani
+ -

*Fatih Sevgili

Mesut Barzani: İran’da kurulan Mahabat Kürt Cumhuriyeti’nin kurucusu Molla Mustafa Barzani’nin oğludur. 1946 doğumlu ve 1979’dan bu yana KDP ‘Kürdistan Demokratik Partisi’ liderliğini yürütmektedir. Babasıyla başlayan Kürdistan mücadelesinde İran ve Irak’ta çok bedeller ödemiş sadece Enfal Katliamı’nda aşiretine mensup 7 bin erkek katledilmiştir.

Barzani hareketi, silahlı mücadele boyunca hiç terör eylemi yapmamış. Kadın ve çocuklara, yaşlı ve sivillere saldırı yapmamış. Köyleri basma, şehirlerde savaşma, canlı bomba eylemi, mayın döşeme, rehine alma eylemi asla yapmadıkları eylemler. Siyasi mücadele ve cephe savaşı dışında bir eylem tarzları yok. Molla Mustafa Barzani dahil, oğlu İdris ve daha sonra Mesut Barzani cephede İran ve Irak ordularına karşı hep en ön safta savaşmış. Bugün de Kürdistan ordusu peşmergelerinin en ön safında savaşanlar Barzani ailesi mensuplarıdır.

Barzani’nin PKK/PYD ile imtihanı Türkiye’nin imtihanından daha ağırdır. Kürtler ve Bağımsız Kürdistan için ödedikleri bu kadar bedele rağmen ve hala bu ideal uğruna cephede en ön safta savaşmalarına rağmen; PKK’nın kamplarda milletin kızlarıyla harem kurup, milletin çocuklarını cepheye süren ve hedef gözetmeksizin insanlığı hedef alan, terör eylemleri ve şiddet dışında bir siyaset tarzı üretemeyen kadroları tarafından hep feodal, menfaatçi, aşiretçi, hain, yobaz ilan edildiler.

Barzani ailesi; Müslüman, Ehli Sünnet, Şafii ve Nakşibendî tarikatına mensuptur. Şeyh olan dedeleri Nakşibendî tarikatının Halidi koluna mensuptu. Ailede muhafazakâr kimlik ve yaşam tarzı devam etmekte, kıyafetleri yaşam şekilleri ve ideolojik olarak da siyaset tarzları Kürtlerin inanç, tarih, gelenekleri ile tam uyum içindedirler.

Barzani, Bağımsız Kürdistan ideali uğruna mücadele ettiğini ve bu mücadeleden geri adım atmayacağını her fırsatta açıkça Dünya kamuoyuna ifade etmektedir. Ancak PKK/PYD onu kendisi ve aşireti için bağımsız bir devlet kurmak istemekle itham etmekte, diktatör olmakla suçlamaktadır.

Şöyle ki;

KDP/Barzani kontrolünde olan Irak Kürdistan Bölgesinde 22 siyasi parti var, seçim barajı yok, tüm partiler parlamentoda temsil edilmekte, hükümet 5 partili bir koalisyondan oluşmakta, Kürdistan bölge başkanı Mesut Barzani de seçimle iş başında bulunmakta. Milletvekilleri kendi dinlerinin kutsal kitabı üzerine yemin etmekte. Bölgede heykel ve tapınak asla yok, hareketin lideri Molla Mustafa Barzani’nin mezarı üzerinde veya etrafında bir çatı bile yok. Kürtçenin her lehçesi, Tükmence ve Arapça resmi dil ve eğitim dili, her türlü ticari, siyasi faaliyet serbest, PKK’nın askeri kampları ve siyasi büroları da serbest.

Ancak PKK’ya göre Barzani bir Diktatör.

PYD/PKK kontrolünde olan Suriye Kürdistan Bölgesi/Rojava’da tek parti (PYD) var, iktidar siyasi ve askeri olarak tek parti diktatörlüğü, başka siyasi parti faaliyetlerine izin yok, seçim yok, Kanton yöneticileri atama ile tayin ediliyor, muhalif siyasi liderler suikast ile öldürülüyor, zindana atılıyor. Her yerde Öcalan fotoğrafları ve anıtları var, herkes Öcalan’ın yazdığı kitap üzerine devrimci yemini etmek zorunda. Basın faaliyetleri yasak, bireysel sosyal medya (Twitter/Facebook) hesabı açmak PYD iznine bağlı, muhalif TV, radyo ve gazete yasak, başka bir siyasi parti bayrağı bir yana Kürdistan ulusal bayrağı bile yasak. PYD veya ESED aleyhine sivil protesto eylemi yapmak yasak.

Ancak PKK’ya göre Rojava yönetimi Sosyal Demokrat.

Suriye’de halk direnişinin başlamasıyla beraber Barzani ile PKK/PYD arasındaki sorunlar daha da arttı. Bu sorunların bazılarını maddeler halinde yazacak olursak:

1-Barzani ve Rojava’da kendisine yakın olan parti ve gurupların kurduğu ENKS çatı örgütü Suriye muhalefeti ile birlikte rejim karşısında yer alırken PYD’nin Esed ile ittifak yapması ve Kürtleri yüz yıldır zulüm gördükleri Baas rejimine milis yapması.

2-Suriye iç savaşı ile ENKS çağrısı üzerine 6 bin Rojavalı Kürt genci, Irak Kürdistan bölgesine geçip peşmergeden (Özel Zerevani Birliği tarafından) eğitim ve silah alıp Rojava’ya geçmek isteyince PYD bunların tekrar Rojava’ya geçişine vermedi/vermiyor.

3-PYD, Kürtlerin El-Nusra tarafından katledildiklerini iddia edince; Barzani bölgeye bir heyet gönderip bu katliamı yerinde inceleme, tespit edip katledilenlerin isim ve yaşlarını tespit etmek ve varsa böyle bir katliam bunu belgeleriyle Dünya kamuoyuna ilan etmek ve Kürtleri E-Nusra’ya karşı korumak için peşmergeleri göndermek istedi. PYD, Barzani’yi katliam konusunda kendilerinin yalan söylediklerini ima ettiğini iddia ederek inceleme heyeti ve araştırma kabul etmedi.

4-İŞİD, Musul’u işgal edince Irak ordusunun çekilmesinden dolayı bölgede oluşan (Irak tarafından) sınır güvenliği zafiyetini gidermek için Kürdistan yönetimi tarafından Rakka-Musul hattına İŞİD sızmalarına karşı tedbiren hendek kazılınca PKK/PYD ‘Barzani, El-Nusra’dan kaçan Kürtler Kürdistan’a giremesin diye hendek kazıyor’ diye yalan propaganda yapmasıyla oluşan algıyla Erbil ve Duhok’ta PKK organizasyonu ile halk protestoları olunca hendek kazma çalışmalarına son verildi ve kısa bir zaman sonra hendek kazılmayan bölgeden sızan İŞİD, Şengal, Zummar, Sinun ve Rabia’yı işgal etti.

Şengal’i İŞİD’e peşkeş çeken PKK/PYD bu defa da Şengel Kürtleri Ezidi oldukları için yobaz Barzani onları İŞİD’e karşı bilinçli olarak korumadı diye propaganda yaptı. Ezidi’lileri zorla Türkiye’ye getiren PKK, Şengal’de onların köylerine ve evlerine kondu burada da HDP belediyeleri onlara sahip çıkmayınca Ezidi’ler mağduriyetin katmerlisini yaşadı. PKK üst yönetiminin şuan Kandil’de değil Şengal’de olduğu söylenmekte ve Şengal’de sözde öz yönetim ilan eden PKK, Barzani’nin tüm çağrılarına rağmen Şengal’i terk etmemektedir.

5-2012’de Barzani gözetiminde PYD ile ENKS arasında imzalanan 1.Erbil anlaşması ve daha sonra da 2.Erbil anlaşması gereği PYD’nin Rojava’da yönetimi ENKS üyesi diğer Kürt parti ve guruplarıyla paylaşması gereğini PYD yerine getirmeyip anlaşmaya ihanet etmesi.  Erbil anlaşmalarının ikisine de ihanet eden PYD’nin Kobani savaşı nedeniyle tekrar Barzani’den yardım istemesi üzerine ENKS ve PYD arasında 9 günlük müzakere sonucunda imzalanan Duhok anlaşmasının da gereğini yine PYD’nin yerine getirmemesi. ENKS üyesi Kürtleri öldürmesi, göçe zorlaması, esrar ekiciliği diye yalan iddialarla hapse atması.

6-Kobani savaşı nedeniyle Kobani’ye geçecek peşmerge sayısının anlaşma gereği 2 bin iken, Müslim’in Erbil dönüşü önce bunu 700 peşmerge yeter demesi daha sonra bu sayıyı 180 yapması ve gerekçe olarak da Kobani İŞİD’ten kurtulduktan sonra Peşmerge işgali imasında bulunması.

7-PKK’nın her fırsatta Kürdistan petrol boru hattına saldırıp Türkiye’ye petrol satışını engellemeye çalışması, Kürdistan yönetimini ekonomik krize sokmaya çalışması, Kürdistan halkını Barzani’ye karşı tahrik etmesi, onu diktatörlükle itham edip darbe ve ayaklanma çağrısı yapması.

8-PKK’nın İran güdümündeki Goran hareketi ve Bağdat güdümündeki YNK ile ittifak yaparak, Rusya, Iran, Esed ve Bağdat destekli halk ayaklanmaları eşliğinde parlemantoda bir darbe girişimine teşebbüs etmesi.

9-PKK’nın Şengal’de din faktörünü, Kerkük’te de Arap ve Türkmen azınlığı bahane göstererek Kürdistan toprağı olmadığını iddia etmesi ve öz yönetim ilan etmesi.

10-PKK’nın Bağımsız Kürdistan referandumuna İran, Esed ve Bağdat rejimin safında yer alarak karşı çıkması ve Kürt Ulusal konseyinin toplanmasını engellemesi…

Bunlar ön plana çıkan ve herkesin üzerinde konuştuğu sorunlar. Asıl sorun PKK/PYD’nin Ortadoğu coğrafyasında çıkarılmaya çalışılan bir mezhep savaşında veya bölgesel büyük bir savaşta İran, Esed, Bağdat ve Rusya safında yer alması. Kurulan bu Şia Bloku’nun hedefi de Türkiye ve Kürdistan yönetimi olmasıdır.

Halka yansıyan yönü de şüphesiz işin dezenformasyon boyutudur. Yalan söyleme ve algı operasyonunda PKK’nın tartışılmaz bir gücü vardır. Şöyle ki; Bağımsız Kürdistan istiyorum diyen ve sahada da bu mücadeleyi sergileyen Barzani/KDP’yi Kürt ve Kürdistan düşmanı, feodal ve ihanetçi olarak Kürtlere tanıtabilmekte. Kendisi ise Kürdistan istemiyorum, ulus devlet ilkelliktir söylemi ve bu söyleme uygun saha eylemlerine rağmen Kürt özgürlük hareketi olarak tanıtmaktadır.

“Biji ABD, Serok Obama” sloganları eşliğinde ABD bizim müttefikimiz propagandasının yanında tabanına da ‘Barzani ABD’cidir emperyalizme hizmet ediyor’ demektedir. Örgütün yalan ve senaryo kabiliyeti inkâr edilemez. Basit bir örnek olarak medyalarında haber taraması yaparsanız; Barzani’nin bizzat komuta ettiği Şengal’i İŞİD’ten alma operasyonuna kadar en az 10 tane değişik tarihlerde ‘PKK, Şengal’li çetelerden özgürleştirdi’ yalan haberini görürsünüz.

Şengal harekâtı neredeyse canlı yayın yapan basın ordusu eşliğinde yürümesine rağmen Barzani, önde gelen basın kuruluşları aracılığıyla Şengal’den dünyaya seslenene kadar PKK medyası Şengal harekâtı yapan güçlerin PKK güçleri olduğunu söylüyordu. Yine PKK medyasında Müslim’in Barzani ile ilgili demeçlerine dair bir arşiv taraması yapın bir gün ‘Barzani bizim abimiz’ diyen Müslim ertesi gün ‘Barzani, İŞİD’e destek veriyor’ şeklinde onlarca çelişkili demeç göreceksiniz.

PKK’nın Barzani hazımsızlığını belki de en iyi ifade eden anektod; Kobani’ye geçen Peşmerge güçleri Türkiye’den geçerken Apocuların Peşmerge ve lideri Barzani lehine dilleri dönmediği için ‘Biji ABD, Serok Obama’ sloganları ile gülünç duruma düşmeleridir. Gariptir ki içlerinden beyin hücrelerinden az bir kısmını kullanabilen kimse de çıkıp; ‘Peşmerge Barzani’nin ordusu ve Türkiye’nin izniyle geçiyor neden biz bunların lehine değil de ABD lehine slogan atıyoruz veya hani biz Antiemperyalist Marksist/Leninist bir örgüttük ne oldu da ABD’ci olduk, hani biz Türkiye ve Barzani’yi ABD’ci diye suçluyorduk’ diye sormadı.

PKK/PYD’nin Barzani’ye bakış açısını anlatmak adına DTK ‘Demokratik Toplum Kongresi’ başkanı Hatip Dicle’nin bir televizyon kanalında Barzani’nin Bağımsız Kürdistan ilanı için referanduma gitmesine dair verdiği Kürtleri ve bu güne kadar Bağımsız Kürdistan hedefi ile dağa götürüp öldürttükleri Kürt gençlerini ve ailelerini aşağılayan cevabını Kürtlerin vicdanına havale ediyorum.

Hatip Dicle:‘Kürtler, parayı bulunca ya adam öldürür ya da ikinci veya üçüncü eş getirir. Barzani de iki varil petrol satıp parayı buldu şimdi Bağımsız Kürdistan ilan ederek Kürtlerin başına iş açmak istiyor…’

* Diriliş Postası




Bu haber 1737 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
YUKARI