erotik shop
Bugun...


Diktatörleri Öldürmeden Önce!
Birlikte yaşamayı beceremezsek ayağımıza çelme takılacak ve düştüğümüz çamurda hiçbir etnik farklılığımız kalmayıncaya kadar “zenci”leşeceğiz ve bir bakmışız Kürtler Türkçe, Türkler Kürtçe konuşabiliyor, birbirlerini anlıyor… Birbirimizi anlamak için buna mı ihtiyacımız var?

facebook-paylas
Tarih: 08-01-2016 02:27
Diktatörleri Öldürmeden Önce!
+ -

Bize Diktatörlerimizi (!) devirmeyi öğreten Batı, biz deviredururken her ne varsa, bütün değerlerimizi Yağma Hasan’ın böreği yaptı. Avrupanın en şöhretli müzelerinde kendi müzelerimizin  baş tacı eserlerini görüp sonra “biz neyi devirdik !” diye pişmanlığa kapılmak ve artık birçok şey için çok geç kalmak…

Kitleler çocuk ruhludur. Çabuk galeyana gelirler ve  bütün problemleri tek kişiye indirgeme hatasını çok sıkça yaparlar. O tek kişiyi indirdiklerinde her şeyin düzeleceğini sanmanın bedeli olarak , heykelleri devirdikten sonra hiç birşeyin değişmediği gerçeği yüzlerine çok sert çarpıyor. Ve üstelik herşeyin daha da kötüye gittiğini ancak birbirlerinin etini yemeye başladıklarında  yani devrimin çocuklarını yemesiyle -çok geç- farkediyorlar.

Bir toplumu bir kişi değiştiremez, bir kişi düzeltemez ve bir kişi bütün problemlerin sebebi olamaz. Şah’ı deviren İranlılar “hele önce Şahı devirelim de…” dediklerine bugün bin pişman olsa gerek.

Libya’da Kaddafi’yi döve döve öldürenler, Kaddafi ölünce ülke güllük gülistanlık olacağını zannedenler bugün her biri diğerinin Kaddafisi… Saddam şimdi bir yerlerde Iraklılara “ beni özleyeceğinizi söylemiştim!” diyor mudur?

Diktatörler iyidir demiyorum, hayır!

En kötü diktatör bile herkesin diğerinin diktatörü olduğu bir ülkeden iyidir, diyorum. Tek bir diktatör olduğunda koltuğunu korumak için bile olsa  zenginliğin bir kısmını paylaşmak zorundadır, vesayetinin bir kısmını da. Ayrıca her konuda son sözü söyleyen kişi çok daha büyük risk altındadir; hedeftir çünkü. Ya kimsenin hiçbirşeyden kendini sorumlu hissetmediği bir ortamda sorumlu aramak ve ama hesap sorulacak bir mercii bulamamak..

Ortadaki cesedin maktulünü hiçbir kriminal delile dayanmadan, durduğun tarafa göre tespit etmek…Bu mu istediğimiz?  Bir gün geliyor ve “ keşke bir diktatörümüz olsa da evde her gün ona küfretsek, şimdi tükürdüğümüz yüzümüze geri dönüyor” diyor insanlar.

Neden bu coğrafyaya Orta Doğu dendiğini düşündük mü ? Coğrafi bir isim, toprak parçasının adı. Mısır dahil mi bu “orta”ya. Ya İran? Peki Afganistan neden dahil değil…Çünkü kültürel, inançsal ve değersel  ortaklık olsa da onlar “Orta” değiller…Orta Doğu demelerinden anlamalıyız bizden ne istediklerini; değerleri sıfırlanmış coğrafi kategori….İslam Coğrafyası “orta doğu “ olarak Müslümanların diline de geçtiği günden beri artık kimse “kardeş” değil.

Hal böyle olunca;
Iraklı bir adamın yağmalanan Bağdat Müzesini gördüğündeki hali tüylerimizi ürpertecek gördükçe…

Savaştan, herkesin “diğer”inin diktatörü olmasından sebep  o hıçkırıklar… Çocuklarını Pazaryerindeki yıkıntıların içinden çıkarmış bir babanın hıçkırıklarına benzemiyor mu?

Işid tarafından yağmalanan tarihi eserlere ağlıyor adam. Saddam gitmişti nasılsa, kimse Saddam’ı hatırlamıyor bile. Bir gün İŞİD’i de kimse hatırlamayacak. Çünkü toplumlar ne zaman değişimlerini doğru okumayıp bir adama, bir örgüte indirgerse herşeyi, onlara “yem”leri bittikçe yeni kemikler önlerine sürülecek …..İŞİD’den nefret etmek bizi daha ne kadar idare eder?
Ama olmaz;

Elinize silah alın olur mu, özgürlük savaşçısı olun… Kendinize listeden bir düşman seçin ve hemen savaşmaya başlayın. Ancak bunu yapmadan önce mülteci kamplarına gidin ve görün;  insanın bu zalim dünyada sefil bir şekilde kamplarda nasıl “özgür” olduğunu. Çok özgür(!) ve ama gelen iki koli gıdaya el açan insanlar… Özgürlüğünüz batsın e mi!

resimm

Artık iki kişi “özgürlük”ten bahsetti mi endişeleniyorum.

İki Müslüman “cihat”tan bahsetti mi birbirlerini doğrayacağından korkuyorum.

İtiraf edeyim ;

Ayağımı uzatıp kahvemi içerken bir halka Esed’e karşı savaşması gerektiğini  dilimin ucuyla bile söylemişsem, af dilerim işe yaramayacağını bilsem de. Hala evimdeyim hala kahve içiyorum ve bir halk Esed’i mumla arar durumda. Lanet olsun.

Kürtlere silahlı mücadeleyi kalorifere kedi gibi sarılmış vaziyette öğütleyenlere en yüksek sesle bağırmak istiyorum ; akıllı olun!

Biz savaşırsak siz asla rahat o kalorifere sarılamayacaksınız. Dünyanın neresinde görülmüş bir iç savaştan zafer çıktığı. Mümtaz fikirlerinizi kendinize saklayın teleme peyniri gibi beyaz ve elleri sıcak sudan çıkmamış hanımefendiler ve beyefendiler!

Kürtlere de biri söylesin lütfen; kamplarda Kobaneliler ve Halepliler birlikte “özgür”…

Birlikte yaşamayı beceremezsek ayağımıza çelme takılacak ve düştüğümüz çamurda hiçbir etnik farklılığımız kalmayıncaya kadar “zenci”leşeceğiz ve bir bakmışız  Kürtler Türkçe, Türkler Kürtçe konuşabiliyor, birbirlerini anlıyor…

Birbirimizi anlamak için buna mı ihtiyacımız var?

{  Zeynep R. Karataş - Fikir Zemini }

http://www.fikirzemini.com




Bu haber 2607 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
YUKARI