erotik shop
Bugun...


Büyük değişimlere gebe bir Ortadoğu
Türkiye, şimdiye kadar Suriye savaşında Katar ve Suudi Arabistan’la oluşturduğu bir blokla hareket etmekteydi. Ancak bu blokun şimdilik dağıldığını, Türkiye’nin Şam, Rusya ve İran’dan oluşan yeni blokla hareket etmeye başladığı görülmektedir. Suriye’de tarafların yer değiştirdiği yeni bir durum oluşurken, Türkiye’de de çatışmaların arttığı görülmektedir. PKK ve güvenlik kuvvetleri arasında yoğun çatışmalar olduğuna dair her gün birçok haber gelmektedir. Türkiye, Suriye’de PYD-YPG ile, kendi içinde de PKK ile yoğun bir çatışmalı sürecin içine girmiş bulunmaktadır.

facebook-paylas
Tarih: 28-08-2016 15:19
Büyük değişimlere gebe bir Ortadoğu
+ -

Suriye savaşı, Ortadoğu’da derin sarsıntılar yaratmaya devam etmektedir. Suriye savaşı, artık bölge devletleri için bütün kötülüklerin anası olarak görülmeye başlanmıştır. Türkiye, Suriye savaşından dolayı bütün belaların başına geldiğini düşünmeye başlamış ve dış politikasını değiştirmek zorunda kalmıştır. DAİŞ, Gaziantep’te gerçekleştirdiği saldırıda elliden fazla insanın ölümüne, onlarca insanın yaralanmasına neden oldu. Antep katliamından sonra Türkiye’ye ait askeri birlikler ve ÖSO güçleri, Amerika’nın hava desteğiyle Cerablus’a girdiler. Türkiye, İran, Rusya ve Amerika’dan sonra askeri gücüyle Suriye savaşına katılan en önemli ülke konumundadır. Türkiye, ÖSO ve diğer unsurlar üzerinden yürüttüğü vekalet savaşının yeterli olmadığından hareketle savaşa bilfiil askeri olarak dahil olmuştur. Fırat Kalkanı denilen operasyonla Türkiye, ilk defa Suriye savaşında karadan operasyon yürüten dış ülke konumundadır.

Türkiye, kara harekatıyla DAİŞ’i Cerablus’tan atmayı ve Suriye Demokratik Güçlerinin Fırat’ın batısına doğru ilerlemesini önlemeyi amaçlamaktadır. Türkiye, Minbic gibi Cerablus’un da SDG’nin eline geçmesini önlemek için bu operasyonu gerçekleştirmiştir. Türkiye, Cerablus Operasyon’u ile Minbic’le cevap vermiştir. Türkiye’nin esas amacı, Afrin, Kobanê ve Cezire’de kanton yönetimi kuran PYD-YPG güçlerinin Minbic’in alınmasından sonra daha fazla ilerlemesini durdurma hatta bu güçleri Fırat’ın doğusuna çekilmeye zorlamaktır.

Türkiye, Cerablus’a uzun süreli olarak kuvvetlerini yerleştirecektir. Cerablus üzerinden Türkiye, her an Rojava’ya müdahalede bulunma imkanına kavuşmuş bulunmaktadır. Önümüzdeki süreçte Suriye savaşının önemli sayfalarından biri, büyük ihtimalle Türkiye-PYD mücadelesi şeklinde olacaktır. Fırat Kalkanı Operasyonu, Türkiye’nin Ortadoğu’da Kürdistan oluşumu anlamında bütün girişimlere karşı olma ve engelleme şeklindeki tutumunun radikal bir şekilde devam ettiğini göstermektedir.

Türkiye, şimdiye kadar Suriye savaşında Katar ve Suudi Arabistan’la oluşturduğu bir blokla hareket etmekteydi. Ancak bu blokun şimdilik dağıldığını, Türkiye’nin Şam, Rusya ve İran’dan oluşan yeni blokla hareket etmeye başladığı görülmektedir. Suriye’de tarafların yer değiştirdiği yeni bir durum oluşurken, Türkiye’de de çatışmaların arttığı görülmektedir. PKK ve güvenlik kuvvetleri arasında yoğun çatışmalar olduğuna dair her gün birçok haber gelmektedir. Türkiye, Suriye’de PYD-YPG ile,  kendi içinde de PKK ile yoğun bir çatışmalı sürecin içine girmiş bulunmaktadır.

Güçler dengesindeki değişiklikler ve sahada savaşan aktörlerin fazlalaşması, Suriye savaşının daha yaygınlaşacağı ve yoğunlaşacağı anlamına gelecektir. Türkiye, Cerablus ve ele geçirmeyi planladığı diğer bölgelerde uzun süre kalacak ve PYD’yi etkisizleştirmeye çalışacaktır. PYD-YPG’ye darbe vurmak üzere Cerablus’a giren Türk birlikleri ve YPG arasında çatışma haberlerinin geleceği günlere doğru ilerliyoruz. DAİŞ’in Cerablus’tan atılması, bir Rakka Operasyonu’nu kaçınılmaz kılmaktadır. Suriye’de DAİŞ bitirildikten sonra büyük Musul Operasyonu’nun başlayacağı öngörülmektedir. DAİŞ’e karşı yapılan her hamle, savaşan tarafların pozisyonlarını değiştirmekte, yeni sürpriz gelişmelerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Türkiye, büyük umutlarla yürürlüğe konulan bir Çözüm Süreci tecrübesini yaşadı. Üç yıl boyunca kan dökülmedi ve insanlar barışın hazzını yaşadılar. Ancak 7 Haziran seçimlerinden başlayan ve yoğunlaşarak gelişen yeni çatışmalı süreçte binlerce insan hayatını kaybetti ve birçok şehir harabeye döndü. Çözüm Süreci’nin bittiği ve çatışmalı sürecin yoğunlaştığı bir anda 15 Temmuz başarısız darbe girişimi gerçekleşti. Çözüm Süreci’nin bitmesinde en etkili faktörün Suriye savaşı olduğu hep ifade edildi. Suriye savaşının yoğunlaştığı ve Türkiye’de silahların sesinden başka bir şeyin duyulmadığı bir ortamda yeni bir Çözüm Süreci’nin başlatılması konusunda toplumda bir umut ve beklenti bulunmaktadır. Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Barzani, çözüm ve barışın geliştirilmesine katkı sunabilecek ve bunun için yapıcı bir rol üstlenebilecek önemli bir aktör konumundadır. Başkan Barzani, barışın tesisi için uzun vadeli ve sabırla çalışmak gerektiğini ve bu konuda her türlü katkıyı sunmaya hazır olduğunu ifade etmiştir.

Barzani’nin Ankara ve ardından gerçekleşecek Tahran ziyaretlerinin ana gündeminde Musul Operasyonu bulunmaktadır. Ankara ve Tahran, Başkan Barzani’yi Bağdat’la koordineli ve uyumlu bir şekilde Musul Operasyonu’na katılmaya ikna etmeye çalışmaktadırlar. FETÖ ve DAİŞ konularında Türkiye ve İran ile anlaşma yolları arayan Başkan Barzani, Ortadoğu’nun birçok yeni gelişmeye gebe olduğunu ifade etmektedir. Başkan Barzani, Ortadoğu’da yaşanacak yeni gelişmeler çerçevesinde Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ni şimdiden hazırlamakta ve politikalarını oluşturmaya çalışmaktadır. Başkan Barzani, bölgesel değişimler sürecine bölge devletleriyle çatışarak değil, anlaşma yoluyla hazırlanma politikası izlemektedir. Başkan Barzani’nin Ortadoğu’nun büyük değişimlere gebe olduğu şeklinde ifade ettiği süreçte şimdilik söylenebilecek tek şey, bütün aktörlerin ellerindeki bütün kozları ve kartları sahaya sürmek üzere olduklarıdır. 

Bilal Sambur - BasHaber 




Bu haber 1167 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
YUKARI